Bu yazımda da Ertuğrul Özkök’ün ruhla ilgili vesveselerini açıklamaya devam ediyorum. Bu yazının tamamen iyi niyetle, doğruları kendisine bildirmek amacıyla yazıldığını da bilmesini isterim. Şimdi yazısında şöyle devam ediyor Özkök: “Tabii asıl soru. İnsan denen bu mükemmel makineyi, aptal, hiçbir şeyden habersiz hücrelerin meydana getirmesine ne diyeceğiz?” Şimdi Ertuğrul Bey’in bir hücrenin neler yaptığını düşünmesini rica ediyorum, tek bir hücrenin yaptığını acaba bir insan yapabilir mi? Emin olun ki değil bir insan, yüzlerce bilim adamı bir araya gelse hücrenin başardıklarını yapamayacak, hatta hücrede gördükleri akıl, düzen ve intizam karşısında hayretlerini dile getireceklerdir.
Herhangi bir hücrenin zekâsını incelediğinizde hayretler içinde kalırsınız. Kromozomların zekasını, onların yaptığı yüksek teknolojiye ait akıl almaz, mükemmel atakları, olağanüstü tedbirleri, olağanüstü savunma sistemlerini bir kıyaslayalım. Mesela bir hücre şekeri ya da proteini çok mükemmel imal edebiliyor. Ama bir insan bunu asla yapamaz. Tek bir amino asit bile yapamaz. Ama hücre mükemmel yaptığı gibi kapkaranlık vücudun içerisinde götürüp milyonlarca hücre arasından ilgili yere yerleştiriyor. Bir insan kapkaranlık bir ortamda proteine ihtiyaç olan bir hücreyi ne kadar zamanda tespit eder biliyor musunuz? Milyonlarca sene verseniz yine bulamaz. Bu yüzden hücrenin aptal olduğu iddiası son derece yanlış bir iddiadır, hücre bütün kompleksliğiyle son derece şuurlu ve bilinçli hareket eder. Zaten bu kadar şuurlu ve akılcı hareket etmesi sayesinde insanlar yaşamlarını devam ettirebilmektedirler. Hücrenin herhangi bir mikroba karşı üstün bir savunma sistemi oluşturmadığını düşünelim, insanın hayatı tek bir mikropla son bulur. Bu yüzden bu iddianın geçersiz olduğu son derece açıktır.
“Bütün bu aptal, etraftan habersiz hücrelere emredecek, onları idare edecek bir patron yoksa, bizler nasıl farklı bireyler olabiliyoruz?” demiş Özkök. Yukarıda anlattığım gibi hücreler aptal değil son derece zekilerdir. Asıl akılsız olan bu gerçekleri göremeyen bazı bilim adamlarıdır. Bu insanların sözlerine hiç kimsenin kanmaması gerekir. Hücreler için “etraftan habersiz” demiş Özkök. Tam tersine hücrelerin bu kadar etraflarından haberdar olması insanın aklının alamayacağı olağanüstü özelliklerinden biridir. Mesela hücre vücudun herhangi bir yerinde enfeksiyon olur, anında haber alır, anında diğer hücrelere haber verir ve bütün vücudu alarma geçirir ve hep birlikte savunma sistemi geliştirip enfeksiyonu yok ederler. Ayrıca yine ona benzer bir mikrop geldiğinde nasıl mücadele edeceklerini gösteren bilgiyi de hücre diğer hücrelere söyleyerek depolar. Mikrobun nasıl yenileceği olmayan hafızalarda saklanır. Bu muazzam bir detay ve muazzam bir üstünlüktür. Şimdi hücre nasıl etrafından habersiz olabilir, habersiz bir hücre nasıl savunma sistemi kurup düşmanlara karşı savunabilir?
Hücre yapacağı her işi, tüm ayrıntılarıyla mükemmel yapar, en ince detayına kadar uygular. Mesela vücutta demir emilimi olacak, “şu anda yüksek olduğuna dair bilgi geldi, demir emilimini durduralım” diyor hücre ve durduruyor. Veya vücutta hormon fazla olduğuna dair bilgi geliyor, hemen karaciğere görev veriliyor ve hormon hemen vücuttan atılıyor. Gözle göremediğiniz küçücük hücrenin başardığı bu işlerin sayısı milyonlarcadır. Bütün bunları insanın haberi bile olmadan yapan hücrenin şuursuz değil, tam tersine son derece akıllı olduğu ortadadır. Tek bir hücrenin yaptığı işleri yazmaya kalksanız yüzlerce kitap yazmak zorunda kalırsınız.
“Bilim bunların cevabını aramaya devam ediyor.” demiş Özkök. Bilim bunların cevabını arayıp zaten buluyor, her seferinde de hayretler içerisinde kalıyorlar. Her seferinde hücrenin kompleks yapısını gören bilim adamlarının nutukları tutuluyor, nefesleri kesiliyor. Birçok bilim adamı karşılarında duran muazzam yaratılış karşısında Allah’a yöneliyor ve iman ediyor.
Newton: Güneş sisteminin, gezegenlerin ve kuyruklu yıldızların harika sistemleri yalnızca akıllı ve güçlü bir varlığın kudretiyle sürebilir. Bu varlık yalnızca dünyanın ruhunu değil herşeyi yönetir, O Allah'tır".1
İnsan Genomu Projesi'nde görevli bilim adamı Gene Myers : "Beni esas hayretler içerisinde bırakan yaşam mimarisidir... sistem son derece kompleks. Sanki dizayn edilmiş gibi... Orada büyük bir akıl var." 2
Kendisiyle konuşmakta olan arkadaşı ona dedi ki: "Seni topraktan, sonra bir damla sudan yaratan, sonra da seni düzgün (eli ayağı tutan, gücü kuvveti yerinde) bir adam kılan (Allah)ı inkar mı ettin?" (Kehf Suresi, 37)
Yazıma üçüncü bölümde devam edeceğim.
1 Principia, Newton, 2nd edition; J. De Vries, Essentials of Physical Science, B. Eerdmans Pub.Co., Grand Rapids, SD, 1958, s.15
2. San Francisco Chronicle, İnsan Genomu Projesi hakkında Tom Abate tarafından yazılan bir makaleden, 19 Şubat 2001
Aynısı burada